ÖZET
Amaç:
Bu çalışmanın amacı yüksek mekanik instabilitesi olan AO/OTA 31A1 kırıklarda iki 3. nesil intramedüller çivinin tedavi sonuçlarını değerlendirmektir.
Yöntemler:
Yirmi sekiz hasta (8 erkek, 20 kadın) 3. nesil proksimal femur çivileri ile tedavi edildi [proksimal femoral anti-rotasyon (PFNA)® veya Intertan®]. Hastalar minimum 1 yıl takip edildi. Ortalama yaş 65,0’dı (31-93). Klinik ve radyolojik sonuçlar, 1. yıldaki çivi migrasyonu ve komplikasyonlar kaydedildi.
Bulgular:
PFNA ve Intertan çivilerinde sırasıyla ortalama operasyon süresi 72,2 ve 72,5 dakika, fluroskopi süresi 64,4 ve 64,7 saniye, mobilizasyon süresi 2,1 ve 2,2 gün, tam yük verme süresi 8,6 ve 8,5 hafta, tepe-uç mesafesi 20,1 ve 20,2 mm, kırık iyileşme süresi 10,5 ve 10,2 hafta, 1. yıldaki Harris kalça skoru 80,5 ve 83,5, 1. yıldaki boyun-şaft açı farkı 1,6 ve 1,1 mm, 1. yılda 10 ve 3 hastada görülen çivi migrasyon mesafesi ortalama 3,1 ve 0,4 mm idi. İkinci müdahale gerektiren komplikasyon meydana gelmedi. Bütün hastalarda kırık iyileşmesi sağlandı.
Sonuç:
Ters oblik intertrokanterik kırıklar 3. nesil çiviler ile efektif olarak tedavi edilebilir. Bu çalışmada, ameliyat sonrası PFNA çivilerde Intertan çivilere göre daha fazla çivi migrasyonu görüldü.
Giriş
İntertrokanterik kırığı olan yaşlı hastalarda ana hedef hemen cerrahi müdahale ve daha hızlı rehabilitasyondur (1,2). Dinamik çiviler, proksimal femur çivileri ve sabit açılı proksimal femur plakları en yaygın tedavi seçenekleridir. Osteosentez materyali yük taşıyacak kadar güçlü olmalıdır çünkü yaşlı popülasyonda yük taşıma kısıtlaması zor olabilmektedir.
Ters oblik kırıklara sıklıkla lateral femoral korteks kırığı da eşlik ettiğinden instabilite ihtimali daha yüksektir ve AO/OTA sınıflandırmasına göre 31A3 olarak sınıflandırılırlar (3,4). Stabil kırıklarda altın standart olan dinamik kalça çivileri genel olarak bu tip kırıklarda uygun olarak kabul edilmezler (5-8). Oysa intramedüller kalça çivileri biyomekanik olarak daha güçlü ve daha güvenilirdirler (5-8).
İkinci nesil proksimal femur çivilerinde Z efekti ve implant yetmezliği gibi problemler gözlendiğinden daha üstün implant dizaynına, stabilitesine sahip üçüncü jenerasyon kalça çivileri kullanılmaya başlanmıştır. Üçüncü nesil çivilerin özellikle instabil trokanterik kırıklarda güvenilir olduğunu destekleyen çalışmalar mevcuttur (9-12). Bu çalışmada AO/OTA 31A3 sınıfı ters oblik kırıklarda iki farklı üçüncü nesil proksimal kalça çivisi ile tedavi edilen hastaların klinik ve radyolojik sonuçlarını retrospektif olarak karşılaştırılmıştır.
Bulgular
Operasyon sürelerinde istatistiksel anlamlı bir farklılık yoktu (p>0,05). Ayrıca fluroskopi süreleri, mobilizasyon ve total yük verme zamanları, tip-apeks mesafeleri, kırık iyileşme süreleri ve 1. yıldaki Harris kalça skorları arasında farklılık bulunamadı. Birinci yıldaki boyun-şaft açısı değişiminde de farklılık yoktu. Intertan® grubuyla karşılaştırıldığında 1. Yıldaki ortalama çivi migrasyonu PFNA® için istatistiksel olarak anlamlı bulundu.
Dört olguda (2 Intertan®, 2 PFNA®) uyluğun lateralinde hematom formasyonu meydana geldi. Bu olgulardan 3’ünde hematom spontan olarak rezorbe olurken Intertan® yapılan 1 hastada lokal anestezi eşliğinde drenaj gerekti. Dört hasta (2 Intertan®, 2 PFNA®) implanta bağlı rahatsızlık hissetti, yine de bu hastalardan hiçbirinde implant çıkartmaya gerek duyulmadı. İki hasta (1 Intertan®, 1 PFNA®) uzun süreli kasık ağrısı duydu. Tüm hastalarda kırık kaynaması elde edildi. Hiçbir hastada enfeksiyon ve yerinden çıkma gibi majör komplikasyonlar görülmedi. Çalışmamızda, 1. yıl kontrol grafilerinde Intertan® yapılan 12 hastanın 3’ünde (%25) ve PFNA® yapılan 16 hastanın 10’unda çivi migrasyonu görüldü. Ortalama çivi migrasyonu PFNA® için 3,1 mm ve Intertan® için 0,4 mm olarak ölçüldü (Tablo 3).
Ortalama çivi migrasyonu istatistiksel olarak karşılaştırıldığında, hem hasta sayısında hem de migrasyon mesafesinde Intertan® lehine anlamlı farklılık olduğu görüldü. Yine de PFNA® grubundaki çivi migrasyonu tekrar operasyona neden olmadı. İki gruptan da hiçbir hasta klinik olarak bacak kısalığı hissetmedi.
Tartışma
Yaşlı hastalarda trokanterik femur kırıklarında erken mobilizasyon çok önemlidir (1-3). Yük vermeden mobilizasyon yaşlı hastalarda zor olduğundan, osteosentez materyali yükü paylaşabilecek kadar güçlü olmalıdır.
Ters oblik trokanterik kırıkların mekanik instabiliteye yol açma potansiyelleri vardır. Proksimal femurun lateral korteks kırıkları instabilitenin önemli bir nedenidir (4,14). Bu kırıkların tedavisinde kullanılan implantlar lateral korteksi destekleyerek instabiliteyi önlemelidir. Bu nedenle, ters oblik trokanterik kırıklarda dinamik kalça çivileri önerilmez ve intramedüller kalça çivileri tedavide tercih edilir (15-17).
Ters oblik intertrokanterik kırıklarda eski nesil intramedüller kalça çivileri alternatiflerine göre nispeten daha başarılı olarak uygulanmıştır. Lakin, femoral başa 2 vida yerleştirilen ikinci nesil kalça çivilerinde vida kayması yaygın bir problem haline gelmiştir (18). Nedeni kesin olarak bilinmemekle beraber, femoral başa gönderilen 2 lag vidasından biri geriye migrasyon gösterir. Diğer vida da proksimale migrasyon gösterir (Z efekti). Bu, ikinci nesil proksimal femur çivilerinde önemli bir dezavantaj haline gelmiştir. Park ve ark. (19) 21 adet proksimal femoral nail olgusunun 4’ünde femoral çivinin migrasyon gösterdiğini ve bunlardan 3 tanesinin revizyon ameliyatı gerektirdiğini bildirdiler. Çalışmamızda kullanılan PFNA® ve Intertan® da üçüncü nesil proksimal femur çivilerindendir .
İmplant seçimi, seçilen implantın düzgün yerleştirilmesi ve iyi redüksiyonla bir bütün olarak, ters oblik kalça kırıklarının başarılı tedavisinde kritik derece önemli olarak vurgulanmıştır (20,21)
Stabil trokanterik kırıklarda, genellikle longitudinal traksiyon ve internal rotasyon yeterli redüksiyon için kafidir. Ancak reverse oblik kırıklarda bu manevralar, trokanter majörü de içeren proksimal komponentler lateralde kaldığından redüksiyon için yeterli olmayabilmektedir. Bazen, çiviyi yerleştirirken redüksiyon kaybı yaşanabilmektedir. Çalışmamızda bu problem ile karşılaştığımızda, Steinmann çivisi ve nokta itici kullanarak redüksiyon yapılmış ve bütün olgularda kapalı teknik uygulanmıştır. Steinmann çivisi ile redüksiyon perkütan olarak uygulandı.
Redüksiyon kaybının diğer bir nedeni yanlış trokanterik giriş yeridir (16). Bu can alıcı basamak hatasız uygulanmalıdır, çünkü redüksiyonun korunması ve implantın doğru yerleştirilmesi için çok önemlidir. Bu nedenle, tekrarlayan denemelerle daha fazla radyasyon maruziyetine sebep olsa bile ideal giriş yeri saptanmalıdır. Çivi yerleştirilmesi ile birlikte, kemik giriş yerinin belirlenmesi ameliyatlarımızdaki en fazla zaman alan ve radyasyon maruziyetine neden olan aşamaydı.
İmplant pozisyonunun doğruluğunun belirlenmesindeki en kullanışlı metotlardan biri Baumgaertner ve ark. (20) tarafından tanımlanan tip-apeks mesafesinin ölçülmesidir. Tip-apeks mesafesinin 25 mm’nin altında olması önerilmektedir. Birçok çalışma bunun başarılı cerrahi için önemli olduğunu ve implant yetmezliği riskini azalttığını doğrulamaktadır (19,20). Bu nedenle, kalça çivisinin pozisyonu da ideal kemik giriş yeri kadar önemlidir. Bu basamak atlanmamalı ve optimal pozisyon elde edilene kadar uygulanmalıdır.
Bütün olgularımızda tip-apeks mesafesi 25 mm’nin altındaydı. Hiçbir hastada implant yetmezliği problemiyle karşılaşılmamıştır. İdeal kemik giriş yeri ve kalça çivisi pozisyonu arayışımız doğal olarak fluroskopi zamanımızı arttırmıştır. Ortalama fluroskopi zamanımız 64,5 sn’ydi (PFNA® için 64,4 sn , Intertan® için 64,7 sn).
Eğer proksimal ve distal ana parçalar arasındaki boşluk kapanmaz ve yeterli kompresyon sağlanamazsa, kalça çivisi geriye doğru kayma eğilimde olur ve hasta yük verdiğinde impaksiyon meydana gelir. Bu PFNA® ile daha sık meydana gelir. Güçlü kompresyon kapasitesine bağlı olarak Intertan çivisi, impaksiyon meydana gelecek kadar geniş alan bırakmaz. Çalışmamızda, Intertan® yapılan 12 hastanın 3’ünde (%25) çivi migrasyonu görülürken, PFNA® yapılan 16 hastanın 10’unda bu migrasyon görüldü. Bir yıl sonra, ortalama çivi migrasyonu farkı PFNA® için istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0,05). Ortalama çivi migrasyonu PFNA® için 3,1 mm ve Intertan® için 0,4 mm idi. Öte yandan, PFNA migrasyonlarından hiçbiri revizyon ameliyatı gerektirmedi.
Çalışmamızda %35,7 oranında komplikasyon görülmesine rağmen (PFNA® için %31,2, Intertan® için %41,7) bu komplikasyonların hepsi minör komplikasyondu. Üç tanesi reversibl hematomdur. Dört tanesi ekstraksiyon gerektirmeyen implant rahatsızlığıydı ve 2 tanesi spontan geçen kasık ağrısıydı. Lokal anestezi altında hematom drenajı gerektiren bir olgu hariç diğer komplikasyonların hiçbiri revizyon gerektirmedi. Tüm olgularda kırık kaynaması elde edildi.
Sonuç
Değerlendirmemize göre ters oblik trokanterik kırıklar, PFNA® ve Intertan® gibi üçüncü nesil intramedüller kalça çivileri kullanılarak başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Intertan® çivisi güçlü kompresyon sağladığı için çivi migrasyonu riskini azaltır. Sonuç olarak; implant seçimi, ideal giriş yerini belirleme, ideal çivi pozisyonlama ve cerrahi teknik başarılı sonuçlar elde etmek için önemlidir.